Sonuç Bildirgesi

     17 Ekim 2014'te gerçekleştirilen Okuryazarlık "Okuryazarlık" mıdır? çalıştayımızın sonuç bildirgesinde, "İktidardayız: Eğitim Politikamız" ve "Demokratik Kitle Örgütlerinin Görevleri, Eylemleri" başlıklı oturumlarda konuşmacılarla dinleyicilerin dile getirdiği, çalıştay sırasında üzerinde uzlaşılan görüşler derlenmiştir.
      Aşağıdaki bölümlerden oluşan sonuç bildirgesinin girişinde çalıştayın düşünsel hazırlıklarında temel aldığımız evrensel okuryazarlık tanımı ve evrensel okuryazarlık ilkelerine de yer verilmiştir.
     Sonuç Bildirgesinin Bölümleri:
     1) Tanımlar
     2) Devrimci İktidarımızın Eğitim İlkeleri
     3) Yetiştireceğimiz "Okuryazar" İnsanın Nitelikleri
     4) İktidardayız: Eğitim Politikamız
     5) Demokratik Kitle Örgütlerinin Görevleri
     6) Demokratik Kitle Örgütlerinin Eylemleri

24 Kasım Öğretmenler Günü:
Eğitim ve Kültür Devrimi İçin Kararlıyız

     Yeni bir 24 Kasım Öğretmenler Gününde aydınlanma devriminin en önemli bileşeni saydığımız cumhuriyetçi eğitim anlayışındaki gerilemelerden kaygı duyuyoruz. İncelikle planlanarak uygulamaya konan, sinsice örgütlenen karşıdevrimin beslediği ölümcül cehaletin, gericiliğin, sevgisizliğin bu kuşatmasını, aydınlanma devrimimizin öğretilerine sarılarak, yaşam sevincini egemen kılarak kaldıracağız.
     Hedefimiz belli: Aklı, bilgiyi, insanca değerleri yücelterek kendinin ve içinde yaşadığı toplumun ayrımında olan; kendinden ve başkalarından korkmayan; öğrendiklerini uygulayan, özgür ve yaratıcı bireyler yetiştirmek. 

Okuryazarlık Çalıştayı 17 Ekim 2014'te Yapıldı

      Okuryazarlığı, demokrasinin ve yurttaşlık bilincinin temeli olarak tartışmaya açmak; okumaz-yazmazlığın demokratik bir düzen ve ülke gönencinin önündeki en büyük engel olduğunu göstererek eğitim dizgemizdeki sorunları giderecek somut, uygulanabilir çözümler üretmek amacıyla bir araya gelen demokratik kitle örgütlerinin düzenlediği Okuryazarlık "Okuryazarlık" mıdır? başlıklı çalıştay, 17 Ekim 2014'te Ankara'da Türkiye Barolar Birliği'nde yapıldı.

Ahmet Kocaman: Okuryazar Aydın Olmanın Birincil Koşulu: Özeleştiri

      Dil Derneği'nin aylık yayını Çağdaş Türk Dili dergisinin Yazı Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kocaman, derginin Ocak 2015 sayısındaki yazısında çalıştayımıza değinerek okuryazar aydının niteliklerini irdeledi. "Okuryazar Aydın Olmanın Birincil Koşulu: Özeleştiri" başlıklı yazıyı aşağıda yayımlıyoruz.
* * *
      Cumhuriyetin ilk dönemlerine göre ilk, orta ve yükseköğretimde son yıllardaki sayısal artışlar, ne yazık ki nitelik açısından bir artış anlamına gelmiyor. Derneğimizin de içinde bulunduğu birçok aydınlanmacı kuruluşun geçtiğimiz günlerde tartışmaya açtığı okuryazarlığın niteliğinin irdelenmesi bu açıdan önemli. Toplantı sonunda yayımlanan sonuç bildirgesi taslağında bu konuda çok değerli görüşler var: Özgür, eleştirel düşünen, kopyacı olmayan, sanata, insana ve doğaya duyarlı birey ya da kendisinin ve başkalarının ayrımında olan birey türünden belirlemeler ve daha başka görüşler eğitimli insanda bulunması gereken çok önemli özelliklerdir, ancak bunların içinde bizce en önemlisi “eleştirel düşünen” sözcesi ile dile getirilen görüştür.

Funda Demirel: Mustafa Necati'ye Felsefi Bakış

     17 Ekim 2014'teki çalıştayda "Mustafa Necati Anlama Konuşması"nı yapan Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitimin Kültürel Temelleri Bölümü Eğitim Felsefesi Anabilim Dalı Doktora Öğrenci Funda Demirel'in "Cumhuriyet Dönemi Önderlerinden Mustafa Necati'ye Felsefi Bakış" başlıklı konuşması.
* * *
     Giriş
     O, Gazi Mustafa Kemal’in devrim takımının ön sıralarında bulunan pek az kişiden biridir. Toplumsal ruhbilim (sosyal psikoloji) önder tipteki kişilerin özelliklerini şöyle tanımlar: Atılımcı, yapıt yaratan, insanları samimiyetle, içtenlikle seven ve takımındakilerle, iş arkadaşlarıyla bütünleşebilen, kendi kişiliklerini, ereklerini örgütlerine ve örgütlerindekilere benimsetmek gücüne sahip olan kişilerdir.

Mert Aşkaroğlu: Reşit Galip Bey

     17 Ekim 2014'teki çalıştayda "Reşit Galip Anlama Konuşması"nı yapan ÇYDD gençlerinden Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğrencisi Mert Aşkaroğlu'nun "Reşit Galip Bey" başlıklı konuşması.
* * *
     Atatürk, Dolmabahçe'de düzenlenen bir yemekte Milli Eğitim Bakanı Esat Mehmet'i sert bir dille eleştiren Reşit Galip'e "Yoruldunuz, biraz dinlenseniz iyi olacak, buyurun istirahat edin," demişti. Bunun üzerine Dr. Reşit Galip "Burası sizin değil, milletin sofrası; oturmak benim de hakkım," karşılığını verince Atatürk "Öyleyse biz kalkalım" diyerek masayı terk etmişti.

Özlem Kanat Soysal: Hasan Âli Yücel'i Anlamak

     17 Ekim 2014'teki çalıştayda "Hasan Âli Yücel Tonguç Anlama Konuşması"nı yapan Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Araştırma Görevlisi Özlem Kanat Soysal'ın "Hasan Âli Yücel'i Anlamak" başlıklı konuşması.
* * *
     Sayın konuklar, hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum. Birçok kuruluşunun bir araya gelerek gerçekleştirdiği bu toplantıda olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Buna karşın Hasan Âli Yücel gibi yaşamöyküsünün her bir adımı okuryazarlığa hizmet etmiş bir kültür insanını anlama konuşması yapmanın güçlüğünü de yaşıyorum.

Osman Can Tekin: Tonguç Baba

     17 Ekim 2014'teki çalıştayda "İsmail Hakkı Tonguç Anlama Konuşması"nı yapan ÇYDD gençlerinden Hacettepe Üniversitesi Kastamonu Tıp Fakültesi Öğrencisi Osman Can Tekin'in "Tonguç Baba" başlıklı konuşması.
* * *
     Tonguç, milli eğitimin başına gelen az sayıdaki başarılı insanlardan biridir. Yaklaşık on bir yıllık bir sürede özellikle köylerde olmak üzere ülkenin eğitim düzeyini bir üst basamağa taşımayı; yeni yolların, yeni amaçların önünü açmayı başarmıştır. Peki neden başka biri değil de İsmail Hakkı Tonguç bunu başarmıştır? Neden Tonguç gelene dek koltuğun adı sürekli değişmekteyken o 11 yıl görevde kalmıştır? Sanırım, bu soruların yanıtı bize Tonguç’un başarısını anlatacak.

Çiğdem Ülker: Okuma Kültürü

      Çalıştayımızın danışma kurulu üyesi Yazar Çiğdem Ülker'in, 17 Ekim 2014'te düzenlenen çalıştayda yaptığı "Okuma Kültürü" başlıklı konuşma.
* * *
      Bu toplantıya “Okuryazarlık Çalıştayı” adını vererek dikkatimizi bu konuda yoğunlaşmaya çağıran çalıştayın değerli katılımcıları, konuyu çeşitli açılardan irdeleyerek gün boyu farklı açılımlara taşıdılar bizi.
      Okuryazar olmanın bilimsel boyutu, ülkemizin okuryazarlık çıkmazı, eğitim sistemimizin okuyan insan olmaya yönlendirememesi, okumaz bir toplum olmanın acı sonuçları,  konunun bazı alt başlıklarıydı. 

Yıldırım Kılınçaslan: Çalıştay Açış Konuşması

     Çalıştayımızın düzenleme kurulu üyesi, Toplumsal Dayanışma Gönüllüleri Derneği Başkanı Yıldırım Kılınçaslan'ın 17 Ekim 2014'te düzenleme kurulu adına yaptığı çalıştay açış konuşması.
* * *
     Değerli Konuklar, Sevgili Gençlerimiz,
     Ocak 2014’te düşünce olarak, Mart 2014’ten başlayarak da eyleme dönüştürdüğümüz ve bugün de çalışmalarımızın, emeklerimizin, fikir ve görüşlerimizin ortaya döküleceği 17 Ekim 2014.
     Bu fikirlerin gerçekleştirilebilmesi için ilk günden başlayarak birlikte olduğumuz, Dil Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Ankara Şubesi, Toplumsal Dayanışma Gönüllüleri Derneği ve Ulusal Eğitim Derneğinden oluşan düzenleme kurulu ve bizlere engin bilgi ve deneyimleriyle yol gösteren, destek veren danışma kurulumuzun değerli üyeleri adına hepinize “hoş geldiniz” diyorum.

Semih Koray: "Okuryazarlık", Okuryazarlık mıdır?

      Çalıştayımızın "Devrimciler Oturumu” konuşmacısı, Bilim ve Ütopya Kooperatifi Başkanı Prof. Dr. Semih Koray, 17 Ekim 2014'te Aydınlık gazetesinde yayımlanan köşeyazısında çalıştayımızın adındaki "okuryazarlık" vurgusunu değiştirerek soruyor: "Okuryazarlık", Okuryazarlık mıdır?
      Koray, çalıştaya çağrı yaparak bitirdiği yazısında şöyle diyor:
      "(...) Aslında her toplumsal sistemin bir “okuryazarlık sorunu” vardır. Fark, okuryazarlığa yüklenen içeriktedir. Bir sistemin çarkının döndürülebilmesi için, üretici güçlerin en önemli bileşenini oluşturan çalışan kesimlerin belli bir bilgi ve beceri birikimiyle donatılması gerekir. Öte yandan sistemin sürdürülebilirliği, temelinde yatan toplumsal ilişkilerin yeniden üretilmesine bağlıdır. Bu hedefe, yalnızca zor kullanarak ulaşılamaz. Sisteme ilişkin bir “toplumsal rıza”nın sağlanması ve sisteme olan itirazın marjinalleştirilmesi, bu açıdan yaşamsal bir öneme sahiptir.

Sevgi Özel: Okur ve Yazar Olmak mı, Okuryazar Kimliği Kuşanmak mı?

      Dil Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sevgi Özel, 17 Ekim 2014'te yapılan çalıştaya gönderdiği "Okur ve Yazar Olmak mı, Okuryazar Kimliği Kuşanmak mı?" başlıklı iletisinde katılımcılara, gençlere seslendi.
* * *
      Değerli Katılımcılar, Sevgili Gençler,
      Ailemi ilgilendiren bir sorun nedeniyle aranızda değilim; uzağınızda da değilim. Öncelikle bu çalıştaya hazırlanırken özveriyi, dayanışmayı, gönüllü birlikteliği somutlaştıran örgütlerimizin öncülerini, onlara yoldaşlık eden gençleri, bilim ve sanat insanlarını en içten duygularla kutlarım.

Aysel Çelikel: Eğitimin İdeolojisi Olur mu?

      Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel, okulların açılmasının ardından 23 Eylül 2014'te Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan "Eğitimin İdeolojisi Olur mu?" başlıklı yazısında şöyle diyor:
      "(...) Bir siyasal yönetimin görevlerinin başında, vatandaşlarına temel bir hak olan, eşit ve kaliteli eğitim vermek olduğu bilinen bir gerçek. Çünkü eğitim öğretim, birey olmanın, demokrasinin ve kalkınmanın temeli olarak, toplumun geleceğini şekillendiriyor.
      Demokrasi ile yönetilen bir ülkede eğitimin ilk şartı, öğrencilerin benimsemediği türde eğitim programları uygulayan bir okula gitmek zorunda bırakılmamasıdır. Özellikle bu okul din eğitimi amacıyla kurulmuşsa öğrencilerin böyle bir okula gitmek zorunda olması özgür iradeye, dolayısıyla insan haklarına aykırı bir uygulamadır."

Beşir Göğüş: Yazmaya Doğrudan Yaklaşım

      17 Ağustos 1999'daki depremde yitirdiğimiz Eğitimci-Dilci-Yazar Beşir Göğüş'ün, Dil Derneği'nce yayımlanan "Ardında Kalan Belgeler" adlı kitabındaki "Hollanda'da Uygulanan Bir Yazma Eğitimi Yöntemi ve Örnekleri" başlıklı yazısından bir bölümü aşağıda yayımlıyoruz.
* * *
      Yazma yeteneğinin yeterince gelişmemesi, öğrencide yazmaya isteksizlik ve korku, anadili eğitiminde bizim de başlıca sorunlarımızdandır. Bu nedenle sözkonusu edeceğimiz yöntem ve uygulamanın meslektaşlarımıza yararlı olacağını umarız.
      Yazma eğitiminin iyi bir sonuç vermesi için yazmanın ne olduğunu belirlemek gerekirdi. Nitekim Hollanda'da bu denemeyi yapanlar önce "Yazmak, kalemi kâğıt üzerinde yürütmekten daha ileri bir şeydir," demişler. "Yazmak, bir kimsenin düşündüğünü, yaşadığını, bilgisini, duygusunu anlatmasıdır; anlatmak istediklerini bir sıraya koymasıdır. Yazmak, öğrenmenin de başlıca yardımcısıdır. Yazı, okunmak için yazılır."

Bildiri: Bilgi Okuryazarlığı

      Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Ortaöğretim Fen ve Matematik Anabilim Dalı Matematik Öğretmenliği Bilim Dalı Doktora Öğrencisi Selim Maltepeler'in "21. Yüzyıl Becerileri ve Öğretimi Doktora Dersi Dönem Ödevi" kapsamında yer alan "Bilgi Okuryazarlığı" bölümünü, "Bildiriler" köşemizde yayımlıyoruz.
      Ödev, Gazi Üniversitesi Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalı ve Eğitim Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Mahiroğlu'nun önderliğinde Ocak 2014'te hazırlanmıştır.

Bildiri: Eleştirel Düşünme

      Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü İngiliz Dili Eğitimi Anabilim Dalı Doktora Programı Öğrencisi Gülnihal Şakrak'ın "21. Yüzyıl Becerileri ve Öğretimi" başlıklı final ödevinden "Eleştirel Düşünme" bölümünü, "Bildiriler" köşemizde yayımlıyoruz.
      Ödev, Gazi Üniversitesi Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalı ve Eğitim Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Mahiroğlu'nun önderliğinde Ocak 2014'te hazırlanmıştır.

Azmi Kişnişci: “Evrensel Okuryazarlık” Tanımı Üzerine Bir Deneme…

      Çalıştayda “Devrimciler Oturumu”nda ÇYDD adına konuşmacılık yapacağım. Hazırlanma sürecimin başında “okuryazarlık” kavramı ile tanışmaya çalışıyorum. Bu bağlamda kısa süren bir araştırma yaparak kavramın evrensel bir tanımı olup olmadığını merak ettim. Bulduklarımı ve çıkarımlarımı sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
      Günümüzde okuryazarlığın önemli boyutlarından biri de bilişim okuryazarlığı olsa gerek. Onun en önemli aktörleri de “arama motorları”. Bir iki anahtar sözcük yazılınca bilgisayar ekranında milyonlarca belge birkaç saniye içinde beliriveriyor. E, ben de okuryazarlık kavramı için aynı uygulamayı yaptım. Tabii önünüze ağırlıklı olarak İngilizce belgeler, kaynaklar sıralanıyor. Bu da “yabancı dil okuryazarlığı” kavramını önümüze bir olanak ya da sorun olarak getiriyor.

Mutahhar Aksarı: Yazdıklarından Tanıdım Tonguç'u...

       Köy Enstitülerinin kurucusu, kuramcısı ve uygulayıcısı İsmail Hakkı Tonguç, 54. ölüm yıldönümünde, 28 Haziran 2014'te Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı'nın düzenlediği "İsmail Hakkı Tonguç'a Saygı" etkinliğiyle anıldı.
      "Tonguç'tan Bize Kalan Işıklı Yol..." başlığıyla gerçekleştirilen açıkoturumda Köy Enstitüleri  ve Çağdaş Eğitim Vakfı Başkan Yardımcısı Mutahhar Aksarı  "Yazdıklarından Tanıdım Tonguç"u başlıklı bir konuşma yaptı. Aksarı'nın konuşmasını aşağıda yayımlıyoruz.
* * *
      Eğitim dünyamıza nice zorlu savaşımlar ve çabalar sonucu kazandırılan Köy Enstitüleri Sisteminin kurucusu, kuramcısı ve uygulayıcısı İsmail Hakkı Tonguç’u ben kitaplardan öğrendim. Mektuplarından tanıdım. Köy Enstitüsü çıkışlı öğretmenlerimden öğrendim.

Okuma Tutkusu: "Eşekli Kütüphaneci"

      "Eşekli Kütüphaneci" olarak tanınan Mustafa Güzelgöz'ün daha 23 yaşındayken, 1943'ün olanaksızlıkları içinde yaptıkları, yapabildikleri bizler için değerli bir öğretidir.
      2005'te yitirdiğimiz Mustafa Güzelgöz'ü saygıyla anıyor; Ürgüp'ün, Kapadokya köylerinin gezgin kütüphanecisinin "ne yapabilirim" diye soranlara esin kaynağı olmasını dilediğimiz yaşamöyküsünden bir kesiti aktarıyoruz.


Mustafa Güzelgöz ve Eşeği
      Yıl 1943.
      Genç Mustafa kütüphaneci olarak Ürgüp Tahsin Ağa Kütüphanesi’ne atanır. Devlet memurluğu o günlerde bulunmaz olanak; çünkü özel kesim falan yok. Bizimki kütüphanede heyecanla okurları bekler; bir

Bildiri: Okuma Kültürü Edindirme Sürecinde Sorunlar, Çözümler

      Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Sever'in “Theoretical and Applied Researches on Turkish Language Teaching-Türkçenin Eğitimi-Öğretiminde Kuramsal ve Uygulamalı Araştırmalar" adlı yayında yayımlanan "Okuma Kültürü Edindirme Sürecinde Temel Sorunlar ve Çözüm Önerileri" başlıklı bildirisini yayımlıyoruz.

Orhan Velidedeoğlu: "Ulusal Eğitim"

      Orhan Velidedeoğlu, "Ulusal Eğitim" başlıklı yazısında eğitim dizgemizdeki sorunları ortaya koyarak öğretmenlerimize sesleniyor.

ULUSAL EĞİTİM
Adana Tarım  Müdürlüğü’nde  düzenlenen  bir toplantıda konuşan, o günlerin Adana Valisi İlhan Atış, denetlemeye gittiği  okuldaki gözlemlerini anlatıyor  (Cumhuriyet, 28 Mart 2008):
Lise birinci sınıf öğrencilerine,  'Çanakkale Savaşları’nı kim anlatacak' diye sordum; anlatan  çıkmadı.  Aynı soruyu lise son sınıf  öğrencilerine sordum, bilemediler.
'Çanakkale Savaşı  nerede  yapıldı; Kars ile Erzurum arasında mı,  yoksa Kars ile Sarıkamış arasındaki bir yerde mi' diyerek şaşırtıcı sorular sordum. Aralarında tartıştılar, kararlaştırdılar ve Kars ile Erzurum arasında bir yerde yapıldığını söylediler.
Bu yanıtı alınca şoke oldum; çok üzücü ve korkunç  bir şey!..”

Danışma Kurulumuzun Toplantıları

      Okuryazarlık Çalıştayının düzenleme kurulu, çalıştayın kapsamını ve düzenleme ilkelerini belirlemek, irdelenecek konuları saptamak, çalıştay oturumlarında yanıt aranacak soruları kesinleştirmek amacıyla danışma kuruluyla ilk toplantısını 31 Mart 2014'te Prof. Dr. Cahit Kavcar başkanlığında yaptı.
Danışma Kurulu 31 Mart 2014'te Dil Derneği'nde ilk toplantısını yaptı.

Sedat Sever: Edebiyat, Çocuk, Genç

     Danışma kurulu üyemiz, Ankara Üniversitesi Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Uygulama ve Araştırma Müdürü Prof. Dr. Sedat Sever'in  Çoluk Çocuk Anne Baba Eğitimci Dergisi’nin 102. sayısında yayımlanan "Edebiyat yapıtları çocukların duyu algılarını eğitir, kavram tasarımı sürecini devindirir…" başlıklı söyleşisini yayımlıyoruz: